Knidos Datça

Knidos önce bugünkü Datça ilçe merkezinin 1.5 km kuzey doğusunda Dalacak burnu üzerindeki Burgaz mevkiinde kurulmuştu. Sonra Yarımadanın batı ucundaki Tekir Burnu üzerine taşındı. Knidos ilk olarak bu gün Eski Knidos, Burgaz diye anılan yerde yani Datça da, Peloponnessos dan gelen Dorlar tarafından kuruldu. Herodotos, kolonicilerin Sparta dan geldiğini yazar. Bazı antik kaynaklar ise kentin kuruluşunu Argoslu kahraman Triopas a mal eder.

Knidos; bilim, mimarlık ve sanatta da oldukça ileri bir kentti. Tarihin büyük astronomi ve matematik bilimcisi Eudoksus, doktor Euryphon, ünlü ressam Polygnotos ve dünyanın yedi harikasından biri sayılan İskenderiye Feneri nin mimarı Sostratos burada yaşadı.

Knidos

Doktor Euryphon ve öğrencileri zamanının ikinci büyük tıp okulunu Knidos da kurdular. Eudoksus un geliştirdiği ve dönemin büyük buluşu olan güneş saati, ören yerinde bugün de görülebilir.

Knidos

Tarihçi Strabon kenti kıyıdan Akrapolise doğru yükselen bir tiyatroya benzetir. İç ve dış limanı ikiye ayıran yarımada üzerinde özel binalar, iç limanın üzerinden Akropolise hafif bir eğimle yükselen yamaçlarda oluşturulan setlerde ise topluma hizmet veren binalar kurulmuş. Doğu batı yönünde uzanan 10 metre genişliğindeki 4 ana cadde setler üzerinde düz olarak yerleşmiş, caddeler arasındaki bağlantı ise merdivenlerle ve eğimli dik sokaklarla sağlanmış.

Knidos

Şehir 4 km yi bulan surlarla çepeçevre sarılmış. Askeri liman ile Akropol arasında ve güneydeki ticari limana kadar geniş bir alanı kaplıyor.

Deveboynu olarak bilinen yarımada eskiden adaymış. Baş kısmı karaya bağlanarak her iki yanında suni liman oluşturulmuş. Dolgu alanına da geçişte kullanılmak üzere bir kanal açılmış. Kuzey limanı askeri amaçla kullanılıyor, her iki yanında yuvarlak kontrol kulesi bulunuyor ve ağzı zincirle kapatılıyordu. Kontrol kulelerinden güneyde olanı bugün ayakta. Güneydeki iç liman ise daha büyük ve ticari gemilerin yanaştığı limandı.

Knidos

Knidos un biri 20.000 diğeri 5.000 kapasiteli iki tiyatrosu var. Güneyde, ticari limanın yakınındaki küçük olanı. Akropoldeki büyük tiyatro ise, taşları ve mermerleri 19. yüzyılda gemilerle götürüldüğü için bugüne ulaşamamış. 1857 yılında İngiliz Sir Charles Newton, kraliyetin emrine verdiği bir harp gemisi, 250 tayfa, 2000 paund ile Knidosa ayak basar. Newton kazıları, eserlerin çıkarılması, 212 sandıkla gemiye yüklenmesi 384 gün sürer. Köylülerimiz ona " Toprakta delikler açan deli İngiliz " derlermiş. Bu çalışmalarından ötürü, Londra Üniversitesi ona, " arkeoloji doktoru " unvanını vermiş, Kraliyet ise " Sir " unvanını.

Knidos

Ören yerinin en güzel noktası, her iki limana hakim konumdaki Afrodit Tapınağı dır. Yuvarlak planlı tapınağın çapı 17 metreydi. Afrodit heykeli tapınağın ortasındaydı. Kapılar heykele açılıyordu. Şimdi heykelin sadece kaidesi görülüyor.

Knidos

Ören yeri gezisinin ilginç noktalarından biri de Mevsimleri ve zamanı gösteren güneş saati dir. En tepede Apollon Tapınağı var ve kent oraya doğru bir tiyatro gibi yükseliyor. Aşağıdaki Tiyatronun hemen üzerindeki Korint Tapınağı mimar Stratos un eseriydi. Apollon tapınağına giden yolun ortasındaki terasta bulunan Dor tapınağı üzerine erken hristiyanlık döneminde kilise yapılmış.

Knidos

Ören yerine yapılan kiliselerin renkli mozaiklerle kaplı tabanları bugün de görülebiliyor. Kurtarma kazıları 1996 dan beri sürdürülen ve bugüne kadar üçte ikisi tamamlanan Stoa, MÖ 3. yüzyılda Knidos’un ünlü mimarı Sostratos tarafından yapılmış. 113 metre uzunluk ve 16 metre genişlikteki yapıda 5 x 3.80 m.lik küçük odalar meydana getirilmiş. Odaların hepsi güneye meydana açılmaktaydı.

Kentte yapılan kurtarma kazılarından buluntular ören yerindeki küçük müzede sergileniyor.

Knidos Panorama



Ana Menü