Troia Troya Truva Antik Kenti

İki kıta arasında ticaret yolu üzerinde yer alan Troia yerleşimi, tarihte birçok doğal afet ve savaşla karşılaşmıştır. Kent tarih boyunca 9 kez yıkılıp yeniden kurulmuştur. Günümüzden yaklaşık beş bin yıl önce kurulduğu düşünülen kent, yaklaşık 3500 yıl boyunca önemli bir yerleşim merkezi olmuştur. Troia nın arkeoloji ve tarih açısından en önemli yanlarından birisi kentin yıkılıp, yanıp yeniden aynı yerde kurulması. Genellikle bir kent yıkıldığında yenisi bir başka yere kurulur. Oysa Troia hep aynı yerde yeniden kurulmuş. Böylece insanlık tarihinin, kültürün, mimarinin 5 bin yılını izleme, öğrenme şansı veriyor.

İzmirli ünlü ozan Homeros un İlyada ve Odysseia destanlarının anayurdu, binlerce yıllık geçmişi olan Troas ve Troia kenti, Çanakkale İli, Tevfikiye Köyü yakınlarındadır. Burası, günümüzde Hisarlık adıyla bilinmektedir. İlyada destanında anlatılanlardan yola çıkarak Homeros un Troia sını bulma girişimi, ilk kez 1868 de Heinrich Schliemann tarafından başlatılmıştır.

Troia

Schliemann, Troia Kralı Priamos un hazinesini bulmak amacıyla Hisarlık Höyüğü'nün ortasında 40 m. genişliğinde 17 m. derinliğinde bir yarma açıp, ana kayaya kadar inmiştir; ancak bu çalışma sırasında birçok tabakanın tahribine neden olmuştur. Bugün buraya Schliemann Yarması denmektedir. Aralıklı olarak yapılan kazılar 7 uzun kampanya halinde 1890 yılına kadar devam etmiş, 1893 - 94 yıllarındaki kazıları Wilhelm Dörpfeld yönetmiştir. 1932 - 38 yılları arasındaki çalışmaları ise Cintinati Üniversitesinden Carl Blegen başkanlığındaki ekip yürütmüştür.

Troia

Tam elli yıllık bir aradan sonra kazı çalışmaları 1988 yılından itibaren Tübingen Üniversitesinden Prof. Dr. Manfred Korfmann başkanlığında, çok sayıda arkeologtan oluşan uluslar arası bir ekip tarafından yürütülmektedir. Jeofizik ve topografik çalışmaların yanı sıra restorasyon çalışmaları da yapılmaktadır.

Üst üste on Troia
İ.Ö. 4800 tarihinde burada bir köy yerleşimi olduğu anlaşılıyor. Köyün sakinleri tarım yapıyor, meyve ağacı yetiştiriyor, balık avlıyor ve keramik üretiyorlardı. Dahası o zaman bakırı biliyorlardı. İ.Ö.4. bin yılın sonuna doğru yeni göçler geldi. Onlar da kurşun ve tunç kullanıyorlardı. Ayrıca sadece eti için değil yününden de yararlandıkları koyun beslemeyi geliştirmişlerdi.

Troia

İşte İ.Ö.3000 yıllarında körfeze doğru uzanan yükseltinin sırtında yeni bir yerleşim kurdular. Bu I. Troia nın çekirdeğiydi bu. Troia lılar kentlerine gerçek bir kale yaptıklarında Piramitlerin yapımına 400 yıl vardı. Yerleşim daha başından bir surla çevrilmişti ki İ,Ö, 3000 yılının başlarında bu bölgede bir ilkti. Daha bir çok ilk vardı. Buğday, arpa çeşitleri yanında bezelye, nohut, bakla gibi bir çok sebze türü yetiştiriyorlardı ve denizde bir çok tür balık avlıyorlardı. Tunçtan yapılmış aletler bulundu. Cam benzeri volkanik bir taş olan oksidiyenden çelik gibi keskin bıçaklar ele geçti. Gemiler yaptılar ve Kuzey Ege Marmara Denizi ne kadar ticaretleri vardı.

Troia

İ.Ö. 3000 yılı ortalarında planlı büyük bir kent olduğu düşünülüyor. Büyüklüğü 90 bin metrekare olan bir kent. Ege Bölgesi nin en büyük kenti. Schliemann bulduğu her katmanı Troia I den Troia IX a kadar adlandırdılar. Sonraki arkeolojik çalışmalarda daha ince yöntemler kullanılıyordu elbette. Mimari aşamaları daha ayrıntılı olarak belirlediler. Bugüne kadar elliden fazla aşama belirlendi. Karışıklığa yol açmamak için de Troia VIIa, Troia VIIb şeklinde kodladılar. Daha ince farkların belirtilmesi gerekince de Troia VIIb1, Troia VIIb2 olarak ifade edildi.

Troia

Troia II İ.Ö. 2500 - 2300, Troia III, IV, V ise İ.Ö, 2300 - 1900 yıllarını kapsıyor. 2350 yılında çıkan bir yangın sarayları, yeni konutları, muhtemelen Troia I in konutlarını da yok etti.

İ.Ö. 1900 sıralarında işler yeniden düzelmeye başlamış. Kent sakinlerinin daha büyük ve daha güzel evlerde oturdukları anlaşılıyor. Bulunan Troia V konutlarından birisinin büyük odası 5m. X 10 m. büyüklüğünde. Yani 50 metrekarelik büyük bir salon. Ayrıca mobilya türünden eşyalar yapıyorlar ve yeni bir estetik anlayış geliştiriyorlardı. Beslenmede av eti lehine azalan sığır eti tüketimi bu dönemde yeniden yükseliyor ve 50 yi buluyordu.

Troia

Sonra arkeologların açıklayıcı bir bulguya sahip olmadıkları bir çöküş yaşanıyor. Dana önceden İ.Ö. 1750 yıllarında da zaten kentin büyük ölçüde terk edildiği anlaşılıyor. Yüksek bir refah döneminden göçlere yol açacak bir çöküşün nedeni bilinemiyor. En azından şimdilik!

Savaşın yıkımından sonra
Troia savaşta yenilip kent yıkıldıktan sonra kent halkı göçmedi. Yeni gelen göçmenlerle birlikte kenti yeniden yapılandırmaya giriştiler. Eski evler onarıldı, kale içinde yeni evler yapıldı. Böylece kale içinde sadece egemenlerin yaşamasına da son verilmiş oldu. Bugünkü izler Troia VIIb1 in de pek yoksul olmadığını gösteriyor. Buluntular bu dönemde İtalya, Yunanistan ve Balkanlar dan göçmenler geldiğini ortaya koyuyor.

Troia

Yapılan kazılar sonucu 9 medeniyet katı ortaya çıkarılmış.

Troia I
İ.Ö.3000 - 2500 Kentin en eski yapı evresi. Schliemann yarması olarak adlandırılan yerde, balık sırtı taş örgülü, poyraza açık ev dizisi olarak izlenmektedir.

Troia II
İ.Ö.2500 - 2300 Kentin eğimli surlarla çevrelendiği ve yukarı hisara yönleri güneye bakan büyük konutların ( megaronlar ) inşa edildiği evre. Kenti çevreleyen surlar eğimli, temelleri taş, üst kesimleri kerpiç.. Rampalı kapı ise savunma tekniği açısından dünyanın en eski ve en iyi korunmuş örneği.

Troia III, IV, V
İ.Ö.2300 - 1900 Kentin bu yapı katları silik izlerle saptanmıştır.

Troia


Troia VI
İ.Ö. 1900 - 1300 Kentin gelişmiş evresi. Surlar genişletilerek kulelerle desteklenmiş. Kent örenine giriş, eğimli, eklemli surların önünden ve bindirme sur duvar aralığına yerleştirilmiş doğu kapısından başlar. Güney kapısı silik kalıntılarına karşın altından su kanalı geçen, dış kesiminde koruyucu stellerin dikili olduğu gösterişli bir kule olarak tasarlanmıştır. Direkli ev ve VI M yapısı gibi büyük ve yeni bir plan anlayışı taşıyan konutlar bu evredendir.

Troia VII a
İ.Ö. 1300 - 1200 Buluntular açısından kıta Yunanistan ı ile ilişkilerin belirdiği evre. Troia savaşlarının yaşandığı evre olarak kabul edilir. İzleyen evre Troia VII b, depremle oluşan yangın sonucunda ortadan kalkmıştır.

Troia VIII
İ.Ö.900 - 350 İlion adındaki yerleşim yeri, İ.Ö. 7. yüzyıldan başlayarak Ege ve Akdeniz dünyasından gelen nesnelerle tanımlanmaktadır.

Troia

Troia IX
İ.Ö. 350 - İ.S.400 Son yapı katında inşa edilen Athena tapınağı, günümüzde oldukça iyi durumda doğu teras duvarı ve sağa sola saçılmış mermer mimarlık parçaları ile tanınır. Tapınağın avlu düzlemine ilişkin döşemeler, kent öreninde tüm zamanların yarattığı tabakalaşmanın en üst düzlemini gösterir. Antik çağın kalıntıları, güneyde Küçük Tiyatro, boulevterion olarak izlenirken, kazı çalışmaları yeni başlamış olan kuzey yönündeki Büyük Tiyatro yapısı, kentin Hellenistik ve Roma çağında ünlü ozan Homeros un yaşatıldığı bir müze kent konumunda değerlendirildiğinin kanıtıdır. IX. Troya dan Hellenistik Zeus başı, İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde sergilenen yüksek sanat değerli bir ilkçağ yapıtıdır.

Troia

Yaptığı kazılarla Troia kentini efsaneden gerçeğe dönüştüren ve onu bütün dünyaya tanıtarak büyük bir ün kazanmış olan Schliemann, ilk kazılarda bulduğu eserleri Anadolu nun dışına çıkarmakla kendi saygınlığına gölge düşürmüştür.

Schliemann, " Priamos un Hazinesi " olarak tanımladığı bu toplu buluntuyu büyük bir gizlilik içinde 1873 tarihinde Atina ya ulaştırdıktan sonra kendisi de Troia dan ayrılmıştır. Eserleri önce Yunanistan, İtalya, İngiltere gibi ülkelere vermeyi düşünmüş, ancak sonra bu düşüncesinden vazgeçmiş ve eseleri Almanya nın Berlin kentine götürmüştür. 1940 yılına kadar Museum Für Vor - Und Frühgeschichte de sergilenen eserler, II. Dünya Savaşından sonra ortadan kaybolmuş ve 1993 yılına kadar bunların nerede oldukları anlaşılamamıştır.

Troia

Bunların diğer sanat eserleri ile birlikte savaş ganimeti olarak Rusya ya götürüldüğü konusundaki tüm yazılı iddialara sessiz kalan Rusya, 1993 te sessizliğini bozmuş ve Kültür Bakanı Siderov Troia hazinesinin kendi ülkesinde olduğunu itiraf etmiştir.

Troia

Dünya Kültür Mirası Listesinde yer alan Troia kentine ait bu buluntular, çok uzun zaman önce Anadolu dan kaçırılmıştır. Oysa Unesco nun " Her eski eser kendi yerinde kalmalıdır " ilkesi uyarınca, Troia Hazinesine ait eserler de bulunduğu yer olan Türkiye de, Çanakkale de olmalıdır. Avrupa tarihi ve edebiyatı için büyük önem taşıyan Troia Bölgesi, 1996 yılında sorumlu bakanlıkların onayı ile Tarihi - Milli Park ilan edilmiş ve Dünya Kültür Mirası Listesine alınmıştır.




Ana Menü