Assos Behramkale

Antik adı Assos olan günümüzdeki adıyla Behramkale Köyü Çanakkale nin Ayvacık ilçesine bağlı MÖ. 1000 li yıllardan bu yana varlığını sürdüren bir yerleşim merkezidir. Arkeolojik verilere göre, İ.Ö. 10. yüzyıldan itibaren Lesbos dan ( Midilli ) gelen Aiolisli göçmenler kente yerleşmeye başlar. Assos İ.Ö. 560 yılında Lidya, İ.Ö. 548 yılında Pers hakimiyetine girer. İ.Ö. 365 yılında banker Eubulos, Assos şehrinin yöneticisi olarak bağımsızlığını ilan eder.

Eubulos un ölümünden sonra, kölesi Hadım Hermias, Assos üzerinde hakimiyet kurmayı başarır. Bitinyalı bir köle olan Hermias ın üstün yetenekleri Eubulos u etkilemiş olmalıdır. Bu yüzden Hermias Atina ya felsefe eğitimi almak için gönderilmiştir. Platon un öğrencisi olan Hermias, dostları Ksenokrates ve Aristoteles i Assos’a davet etmiş ve Aristoteles’in kız kardeşi veya evlatlığı olan Pythias ile evlendirmiştir.



İ.Ö. 334 yılında Biga yakınındaki Granikos ırmağı kıyısında Büyük İskender in Perslere karşı kazandığı zafer sonrasında Assos yeniden özgürlüğüne kavuşur. İ.Ö. 323 yılında Büyük İskender in ölümünün ardından, Assos önce Seleukos Krallığına, daha sonra Bergama Krallığına dahil olur. İ.Ö. 133 yılında III. Attalos un vasiyeti ile Assos, Roma İmparatorluğu topraklarına katılır. İlk Hıristiyan azizlerinden Paulos, Aleksandreia Troas dan ( Dalyan ) Lesbos a ( Midilli Adası ) yaptığı seyahat sırasında şehri ziyaret eder.



Assos da 1881-1884 yılında J. T. Clarke ve F. H. Bacon başkanlığında yürütülen ilk Amerikan kazıları sonucu ele geçen buluntular Osmanlı Devleti ile Amerikalı kazı heyeti arasında paylaşılır. 1981 yılında Prof. Dr. Ümit Serdaroğlu başkanlığında yeniden başlayan Assos kazı ve restorasyon çalışmaları ise ölüm tarihi olan 23 Eylül 2005 yılına kadar devam eder. 2006 yılından itibaren ise arkeolojik kazılar Çanakkale On sekiz Mart Üniversitesi adına Doç. Dr. Nurettin Arslan tarafından sürdürülmektedir.



Akropol
Kentin en yüksek tepesi olan akropol dini bir özellik taşır. Buradaki tapınak M.Ö. 540 - 525 yıllarında inşa edilmiş ve tanrıça Athena ya adanmıştır. Dor düzenindeki tapınak alışılmışın dışında kabartmalı frize de sahiptir. 9 x 16 sütunlu tapınağın ana cephesi doğuya dönüktür.



Hüdavendigar Cami
Akropolde 14. yüzyılda Sultan Murat Hüdavendigar tarafından bir cami inşa edilmiştir. Cami tek kubbeli ve kare planlıdır. Caminin kapı çerçevesi bir kiliseden alınarak burada kullanılmıştır. Sövenin üzerinde Skamandros şehri yöneticisi Anthimos un yazdırdığı dini içerikli Yunanca bir yazıt bulunmaktadır.



Surlar ve Nekropol
Kentin çevresi günümüzde de görkemini koruyan 3200 m. uzunluğunda surlarla çevrilidir. Surlar M.Ö. 4. yüzyılda inşa edilmiştir. Kente girişi ve çıkışı sağlayan iki ana kapı bulunmaktadır. Doğu ve Batı kapılarının önündeki alan nekropol ( mezarlık ) olarak kullanılmıştır. Batı kapısı önünde yer alan ve Nekropol Caddesi olarak adlandırılan taş döşeli yol boyunca uzanan mezarların tarihleri M. Ö. 7. yüzyıldan Roma dönemine kadar gitmektedir. Nekropolde basit mezarların yanı sıra görkemli anıtsal mezarlar da bulunmaktadır.



Tiyatro
Yunanca theasthai yani izlemek fiilinden türemiş olan tiyatro kelimesi izleme yeri anlamına gelir. Assos tiyatrosu tepenin Midilli ye bakan güney yamacı üzerine kurulmuştur. Üç kademeli yükselen tiyatronun seyirci kapasitesi muhtemelen 2500 kişiden fazla değildir. Tiyatronun proedra olarak adlandırılan en ön sıraları önde gelen görevlilere, rahiplere ve onur konuklarına aitti. Helenistik dönemde tiyatroda tragedya ve komedya oyunları oynanırken geç dönemde tiyatro muhtemelen gladyatör dövüşleri için bir arena olarak kullanılmıştır.



Gymnasion
Assos gymnasionu batı kapısı yakınında agoraya giden yol üzerinde yer alır. Ortasında büyük bir avlusu bulunan gymnasiumun etrafı stoa olarak adlandırılan üzeri kapalı yürüyüş ve dinlenme alanlarıyla çevrilidir. Kuzeydoğu köşesinde bir de hamamı bulunmaktadır.Ayrıca gymnasionun altında 9 x 4 m. boyutlarında bir su sarnıcı vardır. Bizans döneminde gymnasionun kuzeydoğu stoasının dışına bir apsis eklenerek avlunun bir kısmı kiliseye çevrilmiştir.



Agora ve Civarı
Agora kelimesi Yunanca bir araya toplamak anlamına gelen ageirein fiilinden türemiştir. Agora insanların bir araya geldiği kentin en hareketli yeridir. Genel anlamda bir alışveriş mekanı olan agora, festival zamanlarında da uğranılan bir yer olsa gerek. Assos agorası kuzey ve güneyde iki stoa ile çevrelenmiştir. Alanın batısında küçük bir tapınak bulunurken doğu yönünde bouleuterion ( meclis binası ) vardır. Tapınak, Bizans döneminde kiliseye çevrilmiştir.



Stoalar üzeri kapalı yürüyüş ve oturma alanlarıydı. Böylece insanlar güneşten yada yağmurdan korunabiliyorlardı. Stoalar toplanmaya uygun korunaklı alanlar olduğundan eğitim alanı olarak da kullanılmaktaydı. Güney stoanın batı duvarına bitişik, Heroon adı verilen bir anıtsal mezar bulunur. Bu mezar diğerlerinin aksine kent surlarının içerisinde yer almaktadır.Burada ele geçen yazıtlardan bu anıtsal yapının kent için hayırlı işler yapan Kallisthenes ve Aristias kardeşler için inşa edildiği anlaşılmaktadır.



Bouleuterion- Meclis Binası
Boule olarak adlandırılan meclis, bouleuterionda toplanırdı. Meclisin görevi bugünkülerden pek farklı değildi. Meclis üyeleri yüksek görevliler olduğundan tiyatroda en ön sırada oturma hakları vardı. Assos bouleuterionu agoranın doğusunda yer almaktadır. 20.62 x 21 m. boyutlarındaki bouleuterion tek katlı bir yapıydı. Dört adet sütun orijinal yerinde durmaktadır. Geç dönemde yapı kilise olarak kullanılmıştır.

Bizans Kilisesi
Kilise, gymnasionun güneyinde yer almaktadır ancak tamamen tahrip olmuştur. Doğu batı yönünde uzanan kilisenin apsisi önünde adak yazıtı olan bir mozaik bulunmuştur. Yazıt şöyledir:" Alypios, adak olarak mozaiği bu kutsal mekana adadı. "



Assos - Behramkale İskelesi
Athena Tapınağının yükseldiği tepeden denize bakıldığında antik iskelenin su altındaki kalıntıları rahatlıkla görülebilmektedir. Lesbos ( Midilli ) ile Assos arasındaki dini ve siyasal bağ düşünüldüğünde buranın işlek bir liman olduğunu tahmin etmek güç olmasa gerek. Bugün batık olan antik limanın yerine yapılmış olan iskele tarihteki eski hareketliliğini kaybetmişse de güzelliğiyle ziyaretçilerini büyülemeye devam etmektedir. İskele seksenli yıllara kadar palamut sevkiyatında burada bulunan yapılar da palamut ambarı olarak kullanılmakta iken günümüzde her ikisi de turizm amaçlı faaliyet göstermektedir.

İstanbul - Çanakkale üzerinden İzmir e doğru giderken Ezine yi geçip Ayvacık tan sağa, Behramkale yönüne dönerek Assos a ulaşabilirsiniz. Ayvacık - Assos arası 18 Km, Çanakkale den uzaklık ise toplam 95 kilometreyi buluyor. Edremit Küçükkuyu üzerinden gelenler sahil yoluyla Assos a gidebilirler. Bu arada yolun virajlı olduğunu ve kış mevsiminin tahribatıyla bazı çukurlara dikkat etmek gerektiğini de belirtelim. Behramkale köyünden limana inen yol, dik ve parke taşı kaplı.




Ana Menü