Adalar

Adalar, İstanbul un doğal zenginliğini pekiştiren jeolojik oluşumlardır. Jeolojik ve topografik yapı bakımından dördüncü zaman başlarında bir çöküntü ile Kocaeli Yarımadasından ayrılmış kara parçaları olduğu kabul edilmektedir. Adalar, dünyanın oluşumu sırasında, Trakya Kocaeli penepleninin yer yer alçalıp yükselmesi, bilhassa Boğazların açılıp, güney bölümünün deniz sularının altında kalması sonucu, bu peneplenin sular üzerinde kalmış parçalarıdır.

İstanbul Adalarının tarihine ait Bizans öncesinden pek az bilgi vardır. Bunlar Thimkus Artemiones gibi antik çağ yazarlarının eserlerinde bulunur. Adaların bilinen tarihi, Bizans ile başlar, Batı ve Doğu Roma İmparatorluklarının ayrılması ve Hıristiyanlığın giderek yayılması ile adalarda kalımlara manastırlarla başlanır.

Adalar

Batı kaynaklarında Adalara verilen Prens Adaları adı, Doğu Roma İmparatorluğu devrinde, imparator ailesinden bir çok şahsın buraya sürgün edilerek, manastırlarda hapsedilmiş olmalarından gelmektedir. Adalar, sayısız trajedilerin yaşandığı yerlerdir. Bizans tarihçileri bu manastırlardan ancak 8.yy dan itibaren söz etmeye başlarlar.

Adalar

Bizans döneminde Adalarda yaşayan balıkçıların, korsanların saldırılarına uğradıkları görülür. Latinler İstanbul a geldikleri zaman ( 1204 ), Venedik dükü Dandola, Latinleri Adaları yağma etmeye kışkırtmış. Ancak, Latinler Adalara saldırmamışlar. Adalar, 1302 de Eğriboz ve Girit korsanlarının saldırısına uğramış. Türkler in Adalara gelişleri, Bizans İmparatoru Manuel Paleologos dönemine rastlıyor. 1412 de Musa Çelebi ile İmparator Manuel arasında Yassıada yakınlarında yapılan deniz savaşı, Adaları etkilemiş. İstanbul un fethinden yaklaşık bir buçuk ay önce, Fatih Sultan Mehmet in kenti kuşatması sırasında, 17 Nisan 1453’de Baltaoğlu Süleyman Bey, Adaları ele geçirmiş.

Adalar

İstanbul un fethinden sonra, Adalardaki trajedilerin yaşandığı manastırlar boşaltılmış ve halkın çoğu İstanbul civarındaki yerleşimlere göç etmiş. Osmanlı devrinde Adalara, Akdeniz iklimi altında yaygın bulunan, kızıl toprakların rengiyle ilgili olarak Kızıl Adalar deniliyormuş.

Aristoteles, Adalardan “ Kadıköy ün Adaları ” diye söz etmiş, Thomas Allom, “ Ruh Adaları ”, ünlü tarihçi Hammer, “ Evliya Adaları ”, Deiher de benzer bir yaklaşımla " Keşiş Adaları " diye adlandırmış. Scarlatos Byzantios, " Bahtiyar Adaları " Bizanslılar " Papaz Adaları ", Grekler de " Devler Adaları " demişler.

Adalar

Adaların en eski adlarından biri de " Cin Adaları " dır. Bazı kaynaklarda coğrafi konumlarından ötürü " Halka Adaları " denmiştir. Adaların , Batılılarca benimsenen ve yaygın olarak bilinen adı " Prens Adaları " dır. Diğer tarihsel bir adı da " Pityusa " dır. Bugün, “ Adalar ” veya İstanbul Adaları adı kullanılır. Gustav Schlumberger, Adaların trajik tarihini, doğal güzelliği bakımından eş tuttuğu Capri nin tarihine benzetir.

Adalar

Reşat Ekrem Koçu nun Adaların trajik tarihini yorumlayışı ilginç ve çarpıcıdır.
“ Adalar, pitoresk bir tabiat yapısı ile zengin tarih haralarına sahiptir. Her adımda yirmi asırlık bir tarihin izine rastlanır. Çam ormanlarıyla örtülmüş tepeleri, türlü kır çiçekleri bezenmiş vadileri, Marmara dalgalarının çırpındığı kıyıları, bir zamanlar buralarda taç ve tahtından mahrum edilmiş imparatorların işkenceler, mahrumiyetler altında ve korkunç bir sefalet içinde inleyip mahvolduklarına inandıramaz. ”

Adalar, Osmanlı İmparatorluğu döneminde 19. yüzyıl ortalarına kadar kendi haline terk edilmiş, 1839 Tanzimat Fermanı ile yabancılara mülk edinme olanağı tanıyan yasal düzenleme sonunda hızla gelişme sürecine girmiş. İlk kez Fransızlar Adaları sayfiye yeri olarak seçmişler, Türklerin yerleşmesi daha sonra gerçekleşmiş.

Adalar

Adalar ın giderek önem kazanmasına neden olan bir diğer gelişme, Adalara İstanbul ve Kadıköy arasında 1846 dan itibaren düzenli vapur seferlerinin başlatılması olmuş. İstanbul un zenginleri, azınlıklar ve yabancı uyruklular bu gelişme sürecinde Adaları bir sayfiye yeri haline getirmişler. Bu gelişme sonunda İstanbul’da kurulan ilk üç belediye dairesinden biri, Yedinci Daire diye anılan Adalar Belediyesi ( 1861 ) olmuş.

Adalar

Şemsettin Sami, 19. yy sonlarının Adalarını şöyle anlatıyor. “ Şehremaneti’ne bağlı bir kazadır. Dokuz adadan oluşur. Büyükada ( Bey Adası ), Heybeliada, Burgazada, Kınalıada ve Sedef adalarında yerleşim vardır. Sivriada ( Hayırsız ), Yassıada, Tavşanadası ve Kaşıkadası ( pembeada ) oturulmayan, ıssız adalardır. Yalnızca birinde Mısır Hidivi nin köşkü, Heybeliada da Bahriye Okulu ile Rum Ticaret Okulu ve Papaz okulu vardır. ”

Adalar

Adaları, İstanbul un diğer ilçelerinden ayıran temel özelliği, bunların tümü ile kara bağlantısı olmaması, yazlık bir sayfiye yerleşimi oluşudur. Zengin doğal güzelliğiyle Marmara’nın incisi ve İstanbul’un doğal akciğerleri olan Adaların, İstanbul un bir sayfiye, dinlence ve eğlence yeri oluşu, 20. yüzyılın başından sonradır.

Doğa, eşsiz güzellikte yarattığı İstanbul tablosunu en son Adaları renklendirerek noktalamıştır.” Constantinople ” adlı eserinde adaların oluşumunu anlatan Thomas Allom bunu, doğanın çırpınmasıyla açıklar. Adalar, İstanbul un güney - doğusunda gruplanmış olarak bir gerdanlık görünümünde sıralanmaktadırlar.

Adalar

Adaları, coğrafi dağılımları bakımından merkezi ve çevresel olmak üzere iki grupta toplamak mümkündür. Büyükada, Heybeliada, Burgazada ve Kaşıkadası merkezi grubu oluştururlar. Kınalıada, Sedefadası, Tavşanadası, Yassıada ve Sivriada dan oluşan ikinci grup, ilk grupta yer alan adaları çepeçevre kuşatır.

Büyükada
Bu ada, ilçe merkezidir. 420 hektar büyüklüğündedir. 2 mahallesi vardır. Eski adı Prinkipo dur. En yüksek yeri, Adaların da en yüksek yeri olan Yücetepe ( Aya Yorgi Tepesi ) dir. Çamlık ormanları, ahşap, kagir ya da ikisinin karışımı yapıları olan eski konakları , köşkleri ve sakin yaşamı ile bir güzellikler beldesidir. Ada evlerinde genelde ahşap olarak Romanya kerestesi, kagir bölümlerinde ise Sedefadası ve Büyükada taşocaklarından çıkarılan taş ve harman tuğlası kullanılmıştır. Ayrıca bahçe kapı ve parmaklıkları, dökme demirden dantel gibi işlenmiş olup, evlerin dış çevresi dönemin etkin üsluplarında, çok yoğun ve zengin süslemelidir.

Adalar

Padişah II. Abdülhamit tarafından ( 1876 -1909 ) yaptırılan Hamidiye Camii, Osmanlı mimarisine örnek teşkil eder. Anadolu Kulübü nün yanısıra Büyükada Su Sporları Kulübü ve Olimpik Tesisleri ada için ayrı önem taşır. Aya Yorgi Manastırı Özellikle 23 Nisan ve 24 Eylül günlerinde bütün dinlerden onbinlerce kişinin ziyaret ettiği bir yerdir. Ünlü yazar Reşat Nuri Güntekin in kaldığı ev de Büyükada da dır.

Adalar

Doğal değerlerinin yanı sıra dünyanın en eski ve en büyük ahşap mono blok yapılarından biri olan Rum Yetimhanesi ( Prinkipo Palas ) ve çok sayıda özgün tarihi eser ve dini mimari yapılar adanın görülmesi gereken güzellikleridir.

Adalar

Heybeliada
Bu ada da keza çam ormanları ile kaplı olup 240 hektar genişliğindedir. Tarihi ve eski eserler bakımından yine birçok örneğe sahiptir. Doğal bitki örtüsü bakımından en zengin olan adadır. Heybeliada nın bilinen en eski adı Halky ( bakır ) dir. Bu ad, Çamlimanı nda uzun yıllar işletilen bakır madeninden gelmektedir.

Adalar

Heybeliada nın kuşbakışı görünümü, bir serçenin profilini andırır. En yüksek yeri 136 m yükseklikte Değirmen Tepesi dir. Çam Limanı, yalnız Heybeliada nın değil, tüm adaların en geniş koyudur. En güzel mehtabın izlendiği ada Heybeliada dır. Ünlü “ Biz Heybelide Her Gece Mehtaba Çıkardık ” şarkısı Heybeliada nın bu özelliğinden esinlenerek yazılmıştır.

İklimi sağlığa uygundur. Heybeliada nın bu özelliğinin anlaşılması 16. yüzyıla kadar uzanır. III.Mehmet döneminin ( 1595-1603 ), İngiliz sefiri olan E.Borton, tüberküloza yakalandığında tedavi için Heybeliada ya gelmiştir.

Adalar

Heybeliada da yerleşim, İskele çevresi ile Değirmen, Ümit ve Köy Tepeleri nin aralarını dolduran vadilerinin yamaçlarında yayılmıştır. Heybeliada nın en önemli simgesi, tarihi 1773 e kadar giden Deniz Lisesi ( Eski Deniz Harp Okulu ) dir. Diğer önemli simgesi olan Sanatoryum, ( 1924 ) güneyde Çam Limanı girişindeki burundadır. Çam Limanı, 1987 de turistik merkez ilan edilmiştir.

Heybeliada’nın dünyaca tanınmasında, eski Ruhban Okulu önem taşır. Bu bina, Adalardaki önemli tarihi yapılardan ve Heybeliada nın yine önemli simgelerinden birisidir. Yabancı turistlerin en çok ziyaret ettiği yerlerin başında, Terki Dünya ve Ruhban Okulu ( Özel Rum Lisesi ) gelmektedir. Özel Rum Lisesi nin yaklaşık 130.000 adet kitap kapasiteli kütüphanesi en ilgi çeken bölümü oluşturmaktadır.

Adalar

Adanın tek camisi olan Heybeliada Camisi 1935 - 36 da yapılmıştır. Günümüze ulaşmayan Bahriye Mektebi Camisi ( 1828 ) ise, Adalar da yapılan ilk camidir. Heybeliada, yüzyılımızdaki önemini, biraz da Türk Edebiyatı’nın ünlülerinden Ahmet Rasim ve Hüseyin Rahmi Gürpınar a borçludur. Adada yaşamış olan her iki yazarın da mezarları buradadır. Heybeliada Su Sporları Kulübü nün olimpik tesisleri ve Ada nın mesire yeri ilgi çekicidir.

Adalar

Burgazada
Adalar grubunun üçüncü büyük adasıdır. Adanın tarihinde Patrik Metodios un burada geçirdiği zindan yaşamı büyük önem taşır. Diğer ünlüler, Büyük İskender in ( MÖ. 356-323 ) ünlü generali Antigonos ve oğlu Demetrios Poliortece, İmparator Vasil, İmparator Papa III. Mihal dir. Adanın bilinen eski adı Antigoni dir. Burgazada tek tepeli ve dairesel görünümlüdür. En yüksek noktası olan İsa ( Hristos ) tepesi 170 m. dir. Adanın önemli bölümü çamlık, fundalık ve kayalıktır. 120 hektar büyüklüğündedir. Eğimli yamaçları çam korularıyla kaplıdır. İskelesi doğu kıyısındadır. Kıyılarında küçük ve güzel plajlar vardır.Doğu ve kısmen kuzey doğu yamaçları iskan edilmiştir.

Adalar

Sivil mimarlık örneği ahşap bina ve köşkler bakımından görmeye değer sayıda yapıya sahiptir. Tarihi yapıların çoğunluğu dini yapılardır. Hristos Manastırı, Aya Yani Kilisesi, Avusturya Saint Georges Hastahanesi ( Okul ve kilisesi ), Ayios Yeoris Manastırı tarihi yapıların en önemlileridir. Adadaki tek ayazma, Patrik Metodios un çile çektiği lahdin yerinde yapılan Aya Yani ( Ayios İoannis ) Ayazması dır. Adanın tek camisi olan Burgazada Camisi, İstanbul’un Fethi nin 500. Yıl dönümünde, 1953 ’te yapılmış ve ibadete açılmıştır.

Burgazada, çağımızdaki ününü yazar Sait Faik Abasıyanık a borçludur. Uzun yıllar adada yaşayan Sait Faik in oturduğu ev, müze olarak düzenlenmiş; müzeye giden yola adı verilmiştir. Adada rağbet gören gezinti yerleri kıyı boyuca uzanan Gezinti Caddesi, İsa Tepesi, Kalpazankaya, Çamlık ve Çiçek Bahçeleri dir.Su Sporları Kulübünün tesisleri önem taşır.

Adalar

Kınalıada
110 hektar büyüklüğündedir. Temiz havalı, ağaçlık ve mesire yeridir. Bilinen eski adı Porty dir. Porty, ilk yani İstanbul a en yakın anlamına gelmektedir.

Yükselti, kuzeyden güneye giderek azalır. En yüksek yeri Çınar Tepesi 115 m.dir. Adanın batısındaki taşocağı, eski tarihlerden beri işletildiğinden buralarda dik yarlar oluşmuştur. Diğer adalara kıyasla çıplak bir ada sayılır, yeşillik azdır. Son yıllarda ağaçlandırma çalışması yapılmaktadır. Doğusu ile, kısmen de kuzey kesimleri iskan edilmiştir.

Adalar

Malazgirt Savaşında, ( 1071 ) Selçuklu Sultanı Alparslan a tutsak düşen Bizans İmparatoru Romanos Diogenes, İstanbul a dönünce tahttan indirilerek, adadaki Yukarı Manastır a kapatılmış ve ömrünün sonuna kadar burada kalmıştır.

Adalar

Adanın kent dokusu, diğer adalardan farklıdır. Ada apartmanlaşmıştır. Tarihi kalıntılar,: Hristos Manastırı, Aşağı Manastır, Ermeni Kilisesi, sarnıçlar ve eski taş ocaklarıdır. Kınalıada nın modern üslupta yapılmış camisi ünlüdür. Fazıl Ahmet Aykaç, Kınalıada nın simgesi olmuş edebiyatçımızdır. Kınalıada, , diğer adalar içinde geceleri en parlak olanıdır. Su Sporları Kulübü nün Olimpik Havuzlu tesisleri ayrı önem taşır.

Adalar

Sedef Adası
Büyükada nın güney doğusuna düşer. 32.9 hektar olup; 120 civarında yazlık konut bulunan mesire yeridir. En yüksek yeri 55 m dir. Halka açık güzel bir plajı vardır. Eski adı Terevintos tur.



Kaşık Adası
Burgazada ile Heybeliada arasında küçük bir ada olup, 5.2 hektar yüzölçüme sahiptir. En eski adı Pita dır. En yüksek yeri 18 m dir. Halen özel mülk durumundadır.

Adalar

Tavşan Adası
Büyükada nın güney batısına düşer. Yüzölçümü 5 hektardır. En yüksek yeri 40 m dir. Eski adı Miandros dur. Kayalıklardan ibaret olup, meskun değildir. Hazineye aittir.

Adalar

Yassıada
Hazineye ait, Milli Savunma Bakanlığı na tahsisli ve askeri tesislerin bulunduğu bir ada olup, 1960 sonrası iktidardan uzaklaştırılan DP yöneticilerinin yargılandığı yer olarak ün yapmıştır. İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesine tahsis edilmiş ise de Fakültenin 1995 te terk etmesi ile boş kalmıştır. 18.3 hektar yüzölçüme sahip olup,halen ıssız bir adadır. En yüksek yeri 46 m.dir.Eski adı Plati dir.

Adalar

Sivriada
Kayalıklardan ibaret olup taşocağı işletilmiştir. Meskun değildir, yani yerleşim yoktur. En yüksek yeri 90 m dir. Eski adı Oxis dir. Yüzölçümü 18.3 hektar kadar olup, hazineye aittir.

Adalar

Doğal zenginliğinin yanında Adalar, Kültür zenginliğine de sahiptir. Bunların bir sonucu olarak, Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Yüksek Kurulu’nun 30.03.1984 gün ve 234 sayılı kararı ile Adalar “ Birinci derece Doğal, Kentsel, Arkeolojik ve Tarihi Sit ” alanı olarak ilan edilmiştir.




Ana Menü