Sardes - Sardis Antik Kenti

Lydia Krallığı nın başkenti olan Sardes in tarihçesi İÖ. 2 bin yıla kadar uzanıyor. Mısır hiyerogliflerinde Sardana diye geçen adının o bin yıldaki batı ve güney Anadolu halkının yani Luwi lerin dilinde olduğu düşünülüyor. Troia savaşları çağında ( yaklaşık İÖ 1200 ) o yöredeki halkın adı Maiones, yörenin adı da Maionia ( Maiones Yurdu ) imiş. Ancak Homeros un  İlliada da Sardis i anmaması, Troia savaşları çağında kentin henüz var olmamasından değil başka bir ad taşımasından ve İlliada da o adla anılmasından iler geldiği söyleniyor.

Anadolu nun en bereketli yörelerinden biri olan Gediz Ovasının Marmara Gölü - Bozdağ arasındaki bölümü ve özellikle Marmara Gölünün batı ve güney kıyılarında daha tarih öncesi çağlarda yerleşme merkezleri kurulduğu, 1967 yılında yapılan araştırmalarda ortaya çıkarılmıştır. O yıl  gölün güney kıyısında Tekelioğlu Köyünün 800 m kadar batısında göle uzanan Ahlatlı Tepecik çıkıntısında yürütülen kazılar sonucunda bölgede İÖ 3. bin yılın ikinci yarımında yoğun yerleşme bulunduğunu kesinlikle kanıtlamıştır. Sardis kenti tarihçesinin en azından İÖ 1200 dolaylarına uzandığı da yine kazılar sonucunda anlaşılmıştır.

Sardes Antik Kenti

1966 da, Lydia Çukuru diye anılan ve tunç öteberinin çıktığı ev ( house of bronzes ) kalıntılarını da içeren kazı yerinde, İÖ 1200 - 900 e tarihlenen sub - miken ve proto - geometrik çanak çömlek bulunmuştur. Tarihçesinin ilk döneminde, Sardis in Helenlerce kullanılan adının ne olduğu kesinlikle saptanamamıştır. Homeros un andığı o yörede bulunan iki kent Tarne ve Hyde kentlerinin her biri için "  bu sonradan Sardis adını alan kenttir " görüşü öne sürülmüştür. Sardis batı Anadolu ilkçağ tarihçesinin bilinen döneminin kentlerinden biri hatta çoğu zaman birincisi olmuştur.

Kent altın çağını Lydia krallığının başkentiyken, özellikle krallığının çok güçlü olduğu dönemde son kral Kroisos un döneminde yaşamış. Çağdaş halk masallarımızda Kaarun adıyla anılan Kroisos un zenginliğini yaratan en önemli gelir kaynaklarından biri Paktolos ( Sart ) Çayı nın getirdiği altın kırıntılarıymış. Sophokles bir yapıtında ( philoktetes,dize 394 ) " Toprak  Zeus un bile anası sen ki altını bol Poktolos a hükmedersin. " diyor. Bu çay Sardis in içinden geçiyordu ve kıyısında altın kırıntılarını toplayıp işleme yerleri kurulmuştu. Yazık ki Paktolos daha Strabon Çağında, yani İS 1.yüzyıl başlarında artık altın kırıntısı getirmez olmuştur.

Sardes Antik Kenti

Sardis İS 17 yılındaki depremde büyük zarar görmüş ve Roma imparatoru Tiberius un yardımı ile onarılıp yenilenmiş. Bunu izleyen yıllarda Pax Romana ( Roma İmparatorluğu nun tüm topraklarında sağladığı barış ) batı Anadolu nun bir çok diğer kenti gibi Sardis in de çok gelişmesine yol açmış. Bugün kazıların ortaya çıkardığı kalıntıların çoğunluğu o dönemden kalmadır. Hristiyanlığın ilk yüzyıllarında da Sardis önemini korumuş. Batı Anadolu da ilk kurulan ünlü 7 kiliseden biri ( burada kilise sözcüğüyle yapı değil inananlar topluluğu anılıyor ) buradaymış. Sonra kent Bizans İmparatorluğu nun önemli bir piskoposluk merkezi olmuş.

Ancak batı Anadolu yu talan edip yakıp yıkarken kente büyük zarar vermişler. Sardis 1402 de Timur orduları tarafından talan edilmiş yakılıp yıkılmış ve bir daha kalkınamamış. Belki bunda Osmanlı egemenliğinin o ilk yüzyıllarında, Manisa nın çeşitli nedenlerle gelişmesi bölgenin metropolis i ( ana kenti ) durumuna gelmesi de bir etken olmuştur. Sönükleşen kent yüzyıllar boyunca akropolis tepesinden akıp duran özellikle yağmur yüzünden sürüklenen gevşek toprakların altına yavaş yavaş gömülmüş Tarihsel akropolis surlarının çoğu bölümü de altındaki toprakla birlikte aşağıya doğru göçüp gitmiştir.

Sardes Antik Kenti

Antik Kent alanında Artemis tapınağını işaret eden tabelaların bulunduğu yola girildiğinde, yol ile Paktalos ( Sart ) çayı arasında Roma ve Bizans çağlarından kalma ev, kilise vb. yapı kalıntılarını görülebilir. Biraz ilerleyince, bu kez sol yamaçta Piramit mezara gider levhası görülür. Oradan tepeye tırmanıldığında günümüze yalnız alt bölümleri ulaşabilmiş piramit biçimli mezara gelinir. Yapılış biçimine bakılarak bunun bölgede İran egemenliği çağından belki İÖ .yüzyıldan kalma olduğu ifade ediliyor. Özellikle ilgi çeken yönü içindeki kemerli mezar odasının duvarlarında tavus kuşu ve diğer kuş resimlerinin bulunmasıdır.

Nekrapolis tabelası takip edildiğinde Lydia çağının nekropolis ine( mezarlığına ) ulaşılır. Buradaki mezarlar genellikle dağa oyulmuş bir geçit, geçidin sonunda yaklaşık 2 m yüksekliğinde bir kapı boşluğu, bunun arkasında kaya içine oyulmuş bir mezar odası biçimindedir. Ölü mezar odasında çoğu kez bir terra kotta ( pişmiş toprak ) lahit içine yerleştiriliyormuş.

Sardes Antik Kenti

Tekrar yola dönülüp Artemis Tapınağı tabelası takip edildiğinde kent kalıntıları arasında en ilginç olan Helenistik Çağdan (  İÖ son 3 yüzyıl ) kalma Artemis Tapınağının yanına gelinir. Yol ile tapınak arasındaki sunak tapınaktan daha eskidir. Artemis Tapınağı nın güney köşesinde 4.yüzyıl yapısı bir kilisenin kalıntıları vardır. Buradan başlayarak yamaçtan yukarı akropolis tepesinin eteği boyunca güney yönüne ilerleyince akropolisin güney parçalarını, daha doğrusu ilkçağ akropolisi güney yanına yerleşmiş ortaçağ kalesi bölümleri görülebilir.

Sardes Antik Kenti

Kentin akropolü yüksek ve dik yamaçlı bir tepe görünümündedir. Burada M.Ö. 6. yüzyıla tarihlenen ve Lydia taş işçiliğinin özelliklerini yansıtan sur duvarlarının yanı sıra, Bizans Dönemine ait bir kale kalıntısına da rastlanmıştır. Bu buluntular akropolün savunma amacıyla uzun süre kullanılmış olduğunu göstermektedir.

Sardes Antik Kenti

Akropolis tepesinden aşağı, Artemis tapınağının yoluna inildiğinde ve Paktolos ( Sart ) Çayı nın yakına çıkılıp doğu yönünde biraz yürününce anayolun sol yanında onarılarak eski görkemine kavuşturulmuş heybetli bir yapı görülür. Lise işlevi gören bu Gymnaseion nun doğu bitişiğinde avlusuna ( palaestra ) eklenmiş durumda. İS 3.yüzyıldan kalma bir Musevi tapınağının ( sinagog ) kalıntıları vardır. Böylece o çağda Sardis kentinde önemli bir Musevi topluluğunun bulunduğu ortaya çıkıyor. Akropolis tepesinin eteğinde ilkçağ kenti tiyatrosunun ve Stadeion kalıntıları vardır. Ordan ana yola inince diğer yanda hamam kalıntılarına rastlanır. Bunlar da Roma ve Bizans çağlarından kalmadır.

Sardes Antik Kenti

Sardis Kenti M.Ö. 6.yüzyılda Perslerin Lydia Krallığı na son vermelerinden sonra bir Pers satraplık merkezi haline gelmiştir. Hellenistik ve Roma Döneminde de önemini koruyan Bizans Döneminde önemli bir piskoposluk merkezi haline gelen kent Salihli yakınındaki Sart kasabası ile adını günümüzde de yaşatmaktadır.

Sardes Antik Kenti

Birinci Dünya Savaşı öncesinde başlatılan Sardes kazıları 1958 yılından bu yana Harvard ve Cornell üniversiteleri ile Amerikan Doğu Bilimleri Araştırma Enstitüsü nün ortak kalıtımları ile aralıksız devam etmektedir. Söz konusu kazılarda kentin değişik dönemlerine ait önemli bilgiler veren buluntular ele geçirilmiştir. Lydia Krallığı nın zenginliğinin kaynaklarından biri olarak gösterilen altın madeninin Sart Çayı ( Paktolos ) kumlarından çıkarılıp arıtılarak işlendiği " Lydia Dönemi altın arıtma ve işleme atölyeleri " 1968 yılında Kuzey Paktolos bölgesinde ortaya çıkarılmıştır. Lydia kral mezarlarının bulunduğu Bintepe bölgesi büyüklü küçüklü onlarca tümülüsün bulunduğu alanlardır. Herodotos un Mısır piramitleri ile mukayese ettiği bu tümülüsler antik dönemde de ünlüymüş.

Sardes Panorama


Ana Menü