Gümüşlük Bodrum

Gümüşlük Bodrum Yarımadası nın en batı ucunda doğanın sunduğu nimetlerden nasibini fazlasıyla almış, kıyılarında denizin içinde bile kalıntılara kolayca rastlanabilen ve sit alanı ilan edilen şanslı bir beldedir. Tanrı buraya elindeki tüm güzelliklerini sunmuştur. Deniz, güneş, toprak, kum, hava ve yeşilin coşkun tonları, rengarenk çiçek ve bitki türleri.

Bütün bu doğa harikaları burada birleşerek ruh ve zenginlik kazanmışlardır. İnsanlar da bunları kucaklamak için yüzyıllardır bu kıyılara taşınmıştır. Antik Myndos uygarlığından kalan sur kalıntıları, denizaltındaki dalgakıran, tarihi çeşmeler, kiliseler, sarnıçlar, mezarlar, kuyular, paralar ve küpler senelerce evvel buralara yerleşenlerin o günlerde bile bu güzelliklerin farkında olduklarının kanıtlarıdır.

Gümüşlük

Bu yaşlı belde tarih ve kültür zenginliğini bugünlere kadar taşıyarak hak ettiği sevgiyi bulmuştur. Gökkuşağı gibi renkli, bu yörede yaşayan insanlar; bir ayağı karada, bir ayağı denizde, ekonomik ve sosyal gelişmelerini çağlar boyu sürdürmüşlerdir. Denizin elli kulaç derinliklerine meydan okuyarak dalıp ekmek arayan sünger avcıları bu kıyılarda yetişmiştir. Özgürlüklerini arayan Heredot a, Artemis e, Karl Maussollos a, Turgutreis e, ev sahipliği yapmış, on binlerce insanı barındırmış ve kucaklamış kıyılardır buralar.

Gümüşlük

Gümüşlük ün kuzey doğusundaki koya doğru on dakika yürünecek olursa, bir yamacın kenarından denizin içine fırlamış gömülü bir duvar göze çarpar. Alanın arkeolojik statüsü denize tüplerle dalmayı engellediğinden, şnorkellerle dalındığında bu suda daha pek çok duvar ve bir antik dalgakıran olduğu farkedilir. Buraya tekneyle gelenler, sualtı kalıntılarına çarpmamak için, girişin doğu yakasından adanın yakınlarına demirlemek durumundadır.

Gümüşlük

Gümüşlük ün tam karşısında bulunan küçük adaya Tavşan Adası adı verilmiştir. Bu ada, Gümüşlük ün açık denizden korunmalı iki koyunu birbirinden ayırır. Eğer kıyıda bir restorana oturarak bir süre bakarsanız, adanın üzerinde tavşanlar görürsünüz. Bu tavşanlar, uzak pazarlarda bunları satan bir üretici tarafından bu adada üretilmektedirler. Diz boyu suda yürüyerek bu adaya gitmek ve kayaların arasında güneşlenerek denize dalmak mümkündür.

Gümüşlük

Eski Myndos kenti kalıntıları ile iç içe yaşayan Gümüşlük Köyü, buraya ilk gelenleri büyüler. Yöreyi tanıyanlar ise her fırsatta buraya gelerek sunulan güzellikleri tekrar tekrar yaşamak isterler. Bodrum dan karayolu ile gelirken, daha sahile inmeden Peksimet Boğazı nı geçip, yel değirmenlerinin olduğu tepeyi aştığınızda görünen manzara mavi, yeşil ve beyazın mükemmel bir karışımıdır.

Gümüşlük

Kıvrılarak sahile inen yol boyunca narenciye bahçeleri, zeytinlikler, begonviller, şebboylar ve sıcak kanlı köylüler karşılar sizi. Beyaz taş evlerinin hayatlarından el sallarlar size. Dağ ve yamaçlarda dört mevsim hayvanlar düğün eder. Bin bir otu ve çiçeği fışkırtan bu yerde makiler çalı değil, çiçektir. Gübre istemez denilen bu topraklarda, bahar gelince sırtlar, yamaçlar, kırmızıdan pembeye, beyaza, mora, sarıya boyanır.

Gümüşlük

Yalıkavak üzerinden Geriş i geçip Çoban Burnu mevkiine geldiğinizde kuzeyden Gümüşlük e yaklaşırsınız. Burada Ege nin sonsuzluğunu seyrederken, aşağıda Koyunbaba koyu sizi oraya inmeye zorlar. Bıçakla kesilmiş gibi duran kayaların ilginç yapısını yakından görmek istersiniz.

Halkın, ot kayası diye adlandırdığı bu yumuşak görüntülü yeşil blok kayalar; bir zamanlar Dünyanın Yedinci Harikası Mozelenin temelinde ve Bodrum un şehir surlarında, denizden gemilerle götürülerek kullanılmışlardır. Denizin ve rüzgarın etkisiyle aşınan kayalar buraya ayrı bir görünüm kazandırır. Üzerindeki sarı ve mor çiçeklerse yalnız buraya özgü olup, kurusalar bile renklerini kaybetmezler.

Gümüşlük Panorama



Ana Menü