Gündoğan Bodrum

Beldenin adı Farilya iken 1961 yılında Gündoğan olarak değiştirilmiştir. Gündoğan ın eski adi olan ve bir Rum sözcüğü olan Farilya güneşin doğuşu anlamına gelmektedir. Bu nedenle güneşin doğuşu anlamını çağrıştıran Gündoğan adı uygun görülmüş. Gündoğan köyü ege denizine uzanan Bodrum yarımadası üzerinde Romalılar tarafından M.Ö. 353 375 yıllarında deniz kenarında Vara ismiyle kurulmuştur. 900 yıl önceki korsan saldirısı nedeniyle köy bugün kurulu olduğu yere taşınmıştır. Limanda bulunan mezarlığın korsanlarla yapılan çatışmalar da ölenlerin mezarları olduğu söylenmektedir.

Gündoğan

Gündoğan da halen Romalılar zamanından kalma Telmisus Beldeleri adı verilen eserler mevcuttur. Ayrıca etnografik değerde eserler olduğu da söylenmektedir. Gündoğan Beldesinde yasayan gruplar sırasıyla Mikenler, Persler, Karyalılar, Medler, Mısırlılar, Suriyeliler, Mekadonya lılar, Romalılar, Bizanslılar, Menteşeliler ve 1522 yılından beride Osmanlılar ve Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. Beldede yasayan halk Orta Asya Türkmenlerindendir.

Gündoğan

Zengin bir tarihsel geçmişe sahip olan Gündoğan da, yarımadanın ilk yerleşik halkı olan Leleglere ait yüzlerce kaya mezar bulunmaktadır. Tavşan adasında bulunan Erken Doğu Roma ( Bizans ) dönemine ait bir kilise, Osmanlı kulesi, Kalkolitik çağ öreni olan Peynir Çiçeği Mağarası, Elli iki merdiven Kilisesi, eski yel değirmenleri ve su sarnıçları beldede bulunan diğer tarihi zenginliklerdendir.

Gündoğan

Küçük Tavşan Adası- Apostol Kilisesi
Bodrum yarımadasının kuzeyinde , Gündoğan Beldesindeki Apostol Kilisesi Gündoğan a tekneyle 15 dakika uzaklıkta bulunan Küçük Tavşan adasındadır. Ada, bazı yayınlarda ( St. Apostol ) adası olarak adlandırılmaktadır. M.Ö 2. yüzyıldan itibaren iskan gören adanın en üst kotunda sarnıçlar ,konutlar ve bir de kilise bulunmaktadır. 3 nefli, bazilikal planlı bir yapı olan kilisenin batısında bulunan narteksten ( hazırlık mekanı ) naosa ( ana mekan ) giriş, neflere( sütün yada payelerle ana mekanı ayıran bölümlerin her biri ) açılan birer kapı açıklığı ile sağlanmıştır.

Neflerin dikdörtgen kesitli payelerle birbirinden ayrıldığı görülür. Her üç nef de doğuda içten ve dıştan yarım daire formlu apsislerle ( cami mihrabın karşılığı olan bölüm ) sonlanmaktadır. Orta nefteki ana apsisin içinde dört basamaklı bir synthronon ( apsis kısmında rahiplerin oturması için ayrılan kademeli bölüm ) yer almaktadır.

Gündoğan

Yapının güney duvarının ortasında ve doğusunda birer kapı açıklığı bulunmaktadır. Beşik tonozla örtülü neflerin zemini mozaik döşenmiştir. Ruggieri , güney duvarın ortasındaki kapının Karia bölgesi için 5. ve 6. yüzyılları gösterdiğini belirtmekle birlikte yapıyı, yazıtların harf karakteri, freskoların ( duvar resimleri ) özellikleri ve mimari plastik elemanlar nedeniyle 6. yüzyıl sonu ve 7. yüzyıl başı olarak tarihlemektedir. Küçük tavşan adası kilisesinde olduğu gibi Karia bölgesi bazilikal planlı kiliselerin çoğunlukla içten ve dıştan yarım daire formlu apsisleri vardır.

Karia bölgesi 5. ve 6. yüzyıllara tarihlenen kiliselerin inşasında çoğunlukla üzerine kurulduğu ya da yakınlarında bulunan antik dönem yapılarının malzemelerinin kullanıldığı anlaşılmaktadır. Küçük tavşan adası kilisesinin freskolarının ( duvar resimleri ) 6. yüzyıldan 12. yüzyıla kadar değişik tarihlerde yapıldığı anlaşılmaktadır. Kilisenin restorasyon ve konservasyon çalışmaları, 1996 yılından beri T.C Kültür Bakanlığı ve İtalya Viterbo Tuscia Üniversitesi tarafından yürütülmektedir.

Gündoğan

Yöre halkının geçim kaynaklarının başında turizm gelmektedir. Balıkçılık ve tarımla da ilgilenen halk bir dönem de süngercilik yaparak yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Her geçen gün büyüyen ve gelişen beldede nüfus kışları 4.500 iken, yazları bu rakam 25.000 lere kadar çıkmaktadır.

Özellikle trekking, sörf, yelken sporları ve dalmak için uygun olan beldede, her zaman sakin ve huzurlu dinlenme olanaklarından faydalanılabilir. Gündoğan’da yarımadanın en yumuşak iklimi görülür. Eylül -Ekim aylarında hiç düşünmeden denize girebilir, doğal güzelliklerinin tadını çıkarabilirsiniz. Ayrıca mandalina çiçeklerinin sizi davet ettiği bahçelerden meyveler yiyebilir, yöre halkının özenle ürettiği zeytin yağlarının ve de zeytinlerinin tadına bakabilirsiniz.

Gün batımında, Gündoğanlı balıkçıların tuttuğu taze balıkları yiyip, ömrünüze ömür katacak olan beldenin tadını çıkarabilirsiniz.




Ana Menü